Kayıtlar

2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sürdürülebilirlik ve Inovasyon

Artan nüfus, sürekli kötüleşen hayat standartı, adaletsizlik, dünya ve çevrenin hoyratça kullanılması, şirket ve markaların gelecekte de var olma hırsı sebebiyle dünya bizi üzerinden atmadan devam edebilmenin tek yolu Sürdürülebilirliğin sağlanması olarak görünüyor. Prof. Dr. Michael Braungart, 30 milyar insan kadar enerji harcayan ancak, hiç atık üretmeyen dünyadaki tüm karıncalar gibi bir sürdürülebilir sistem kurmak üzere hayatın yeniden icat edilmesi gerektiğini öğütlüyor. Sürdürülebilirlik için de Inovasyon, yenilik-yenilikçilik şart. Bu kavramlar üzerine birçok yazı yazılıyor, söz söyleniyor. Ancak, tüm bu kavram ve yaklaşımları, geçmişten gelen tek özlü sözle özetlemek mümkün... 1207 Yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan'ın Belh şehrinde doğup, gönülleri feth edip, hayatını 'Hamdım, Piştim, Yandım' sözleri ile özetleyerek 1273 yılında vefat eden Hz. Mevlâna Celaleddin Rumi, Sürdürülebilirlik ve bununla özdeşleşen Inovasyon'u şu sözlerle a

İyi mi olacak, Kötü mü olacak!

Finansçılardan oluşan bir konferansta ilgimi çeken notlar almıştım. Özellikle şu Global Kriz günlerinde ve kişisel olarak çaresiz kaldığımız durumlarda işe yarayacak öneriler.. Kendi kendini doğrulatan öngörü : - İyi olacak! - Kötü olacak! Yani, kendinizi hangi inanca yönlendirirseniz, sonucun inandığınız, motive ettiğiniz şekilde çıkmasını öngören bir yöntem. İçinde bulunduğumuz kısır döngüden çıkış yolu ise: 'Güven' Güven vermek önemlidir, güven duymak önemlidir, duyulan güveni boşa çıkarmamak ise çok çok önemlidir...

UMUDUNU KAYBEDEN HAYATINI KAYBEDER!

Bir kurbağa sürüsü ormanda ilerlerken, içlerinden ikisi bir çukura düşmüş. Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplanıp, çaresiz bir şekilde çukurdaki kurbağalara bakıyorlarmış. Çukur bir hayli derin olduğundan düşen arkadaşlarının zıplayıp dışarı çıkması mümkün gözükmüyormuş. Yukarıdaki kurbağalar, boşuna çabalamamalarını söylemişler arkadaşlarına: "Çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız!." Ancak, çukura düşen kurbağalar onların söylediklerine aldırmayıp çukurdan çıkmak için mücadeleye devam etmişler. Yukarıdakiler ise hâlâ boşuna çırpınıp durmamalarını, ölümün onlar için kurtuluş olduğunu söylüyorlarmış. Sonunda; kurbağalardan birisi söylenenlerden etkilenmiş ve mücadeleyi bırakmış. Diğeri ise; çabalamaya devam etmiş. Yukarıdakiler de, çırpınıp durarak daha çok acı çektiğini söylemeyi sürdürmüşler. Ne var ki, çukurdaki kurbağa onlara hiç aldırmadın son bir hamle daha yapmış, bu kez daha yükseğe sıçramayı başarmış ve çukurdan çıkmış. Arkadaşlarının ümit kırıcı sözler

Hint Felsefesi’nden hayata dair ipuçları..

Düşünmeye vakit ayır; Düşünce güç için kaynaktır. Eğlenceye vakit ayır; Eğlence gençliğin sırrıdır. Okumaya vakit ayır; Okuma bilginin pınarıdır. Duaya vakit ayır; Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir. Sevmeye vakit ayır; Sevme yaşamı tatlı kılandır. Anlaşmaya vakit ayır; Anlaşma hoşgörünün anahtarıdır. Gülmeye vakit ayır; Gülme ruhun müziğidir. Vermeye vakit ayır; Verme günün aydınlığıdır. İşini yapmaya vakit ayır; İş, huzurun kaynağıdır. Teşekküre vakit ayır; Teşekkür, yaşam pastasının kremasıdır.

BİLGELİK VE BİLGE KİŞİ..

Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak, onlara vasiyette bulunur: "Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum." Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler. Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar. Mirası babalarının istediği gibi pay edemezler. Çünkü 17 sayısı ne 2' ye, ne 3' e, ne de 9' a bölünebilir. "Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli,yaşlı bilgesi gelir!" diye düşünüp, ona giderek, danışırlar. Bilge kişi -"Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın!" der. Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler. Önce ikiye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır. Sonra üçe bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır. Daha sonra dokuza bö

Temel İşgüdü ve Kariyerimiz

Temel İşgüdü'müz Kariyerimize Yön Veriyor(muş)! İş yaşamı zor kararların alındığı, gerginlik çekişmelerin yaşandığı, zorlu savaşların verildiği bir dünya... Bütün bunlarla mücadele etmek için hem zekamızı hem de duygularımızı kullanmak, bütün alıcılarımızı açık tutmak zorundayız. EQ duygusal anlamda ne kadar yetkin olduğumuzu, IQ ise beynimizin ne kadar çalıştığını ifade ediyor. Biri insanları ne kadar anladığımızın ölçütü, diğeri ise ne kadar akıllı olduğumuzun... Şimdi ise yeni bir kavram çıktı: XQ yani işgüdü. İşgüdü; bu ikisini birleştirebilme yeteneğinin adı. İnsanlarda bir de işgüdü olduğunu ortaya atan kişiler ise üç iş düşünürü, Steve Smith, Mahan Khalsa ve Dave Marcum... İşte İş Düşünür'lerinin yalnızca çalışma yaşamında değil her alanda işe yarayacak işgüdü formülü... EGONU KAPIDA BIRAK İş dünyası sert çekişmelerin yaşandığı gerilimli bir dünyadır. Bu yüzden “önüne çıkanı ez” gibi bir yaklaşımla hareket ederiz. Bu noktada karşımıza çıkan aslında ‘ego’dur. Çünkü ya o i

Diplomaside öfke ve kibir

İki tür diplomasi tanımı vardır. Klasik diplomasi ‘Ülke için yurtseverce yalan söyleme sanatı’ olarak tanımlanırken bilimsel diplomasi tanımlaması ‘Uluslararası alanda ülkeyi temsil, muhatabı ikna etme iş ve sanatı olarak tanımlanır’ Klasik diplomatlara göre bir haksızlık varsa ve söz verilmediyse tepkinin sadece bir açıklama ile olması yeterlidir. Sonuç aldırıcı bilimsel diplomasi ise krizi fırsata dönüştürecek beden dilinin kullanılmasıdır.’ Bilimsel diplomaside amaç sorunu çözmek ise diplomatik dil ve üslup için “Diplomat gibi hem hikmetli hem nazik, çocuk kadar hem saf hem de ısrarcı olabilmek” amaçlanmalıdır. Niyet’in bilimsel bir kategori olduğu anlaşıldıktan sonra iletişim teknikleri yeniden yazılmaya başlandı. Çünkü niyet ‘Non verbal comminication’ olarak tanımlanan iletişim biçiminde beden dili şeklinde ses tonu, konuşmalardaki eşik altı vurgulara, mimik ve jestlere yansıyarak dinleyicilerin beyinlerinde ayna nöronları harekete geçiriyor ve etkileme gücü artıyor. Beden diline

KARAR VERMEDEN ÖNCE, NASIL KARAR VERECEĞİNİZE KARAR VERİN!

Resim
Karar vermenin bilgeliği.. Öykümüz ünlü Çin düşünürü Lao Tzu’nun zamanında geçer.. Lao Tzu bu öyküyü çok sever, sık sık anlatırmış hatta.. Köyde bir yaşlı adam varmış.. Çok fakir.. Ama kral bile onu kıskanırmış.. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki.. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim için.. Bir dost.. İnsan dostunu satar mı" dermiş hep.. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.. Köylü ihtiyarın başına toplanmış.. "Seni ihtiyar bunak.. Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler.. İhtiyar "Karar vermek için acele etmeyin" demiş.. Sadece ’At kayıp’ deyin. Çünkü gerçek bu.. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kim

Sıfırdan Zirveye Abromoviç

Resim
Aslen Litvanyalı Yahudi bir aileden gelen Abramoviç’in büyük annesiyle büyük babası Sibirya’ya sürgüne gönderilmişti. Bir yaşındayken annesini 3 yaşındayken de babasını kaybeden Abramoviç öksüz ve yetim olarak büyüdü. Çocukluğu amcasının ailesinin yanında ve daha sonra büyükannesinin yanında geçti. Askerliğini yaptıktan sonra Moskova Devlet Oto Transport Enstitüsüne kaydoldu. Ama burayı bitirmeden iş hayatına atıldı ve daha sonra Moskova Hukuk fakültesinden derece aldı. İŞ HAYATI 1980’lerde Gorbaçov’un özel küçük işletmelerin açılmasına izin veren düzenlemesinden sonra ticari faaliyetlere başladı. Endüstri ve ticarete ilgisi Sovyet Ordusuna katılmadan önce başlamıştır. İş hayatına 1992 yılında başladı. 1992 ile 1995 arasında beş ayrı şirket kurmuştu. 1995’te Boris Berezovski ile birlikte Sibneft adlı büyük bir petrol şirketinin kontrol hisselerini ele geçirdi. Bu satış işlemi sırasında yolsuzluk yapıldığı ve şirket hisselerinin aslında olması gereken piyasa değerinin altında satıldığı

DOLAR MİLYARDERLERİNİN İLK İŞLERİ

Arthur Blank: Bebek bakıcılığı, çamaşırhanede çalışmak ve peyzaj düzenlemesi yapmak. Çalışma hayatına bu işlerle atılan Arthur Blank, şimdi 1.3 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin iş adamları arasında sayılıyor. Tim Blixseth: Marketlerde ürünleri kutulama işinin ardından kereste alım satımıyla iş hayatına atıldı. Bugün 1.2 milyar dolarlık servetin sahibi olan iş adamı Timberland’ı kurdu ve gayrimenkul yatırımları yaptı. Blixseth ayrıca, Montana´da 130 bin dönüme yayılan ´Yellowstone Club´ adlı dev bir özel kayak ve golf kulübünün de kurucusu. Danny Gilbert: İş hayatına pizza dağıtarak başlayan Danny Gilbert bir gecede 78 siparişi yetiştirdiğini belirterek hala iddialı olduğunu söylüyor. Bankacılık ve spor alanında çalışan iş adamı bugün 1.1 milyar dolarlık servetin sahibi. Mark Cuban : 12 yaşındayken kapı kapı gezerek çöp torbası satan Cuban, bugün 48 yaşında Dallas Maverick Basketbol Takımı´nın ve 2.3 milyar dolarlık servetin sahibi. Cuban ayrıca radyo, TV ve bağımsız video

Üzülmemek İçin Kimseyi Üzmeyin!

Resim
Epiktetos yirmi asır önce demiştir ki: “Kader önünde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Ektiğini biçer. Bunu bilen kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka birşey olmadığını bilir”. Düşmanlarınızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarınızdan daha değerlidir. Nefret ve intikam hissi insana büyük zararlar verir. Aristo ise şöyle diyor: “ İdeal insan iyilik yapmaktan zevk alır. Kendisine iyilik yapılırsa mahcubiyet duyar. Çünkü iyilik yapmak üstünlük işareti, bir iyiliğe muhtaç duruma düşmek ise zaafiyet işaretidir”. Karşılaşacağımız nankörlükten dolayı üzülmemek için hazırlıklı olalım. Karşılık beklemeden iyilik yapalım. Mutluluk minnet beklemekte değil, minnet gösterilmesinden rahatsızlık duyulacak