Sıfırdan Zirveye Abromoviç

Aslen Litvanyalı Yahudi bir aileden gelen Abramoviç’in büyük annesiyle büyük babası Sibirya’ya sürgüne gönderilmişti. Bir yaşındayken annesini 3 yaşındayken de babasını kaybeden Abramoviç öksüz ve yetim olarak büyüdü. Çocukluğu amcasının ailesinin yanında ve daha sonra büyükannesinin yanında geçti.

Askerliğini yaptıktan sonra Moskova Devlet Oto Transport Enstitüsüne kaydoldu. Ama burayı bitirmeden iş hayatına atıldı ve daha sonra Moskova Hukuk fakültesinden derece aldı.

İŞ HAYATI
1980’lerde Gorbaçov’un özel küçük işletmelerin açılmasına izin veren düzenlemesinden sonra ticari faaliyetlere başladı. Endüstri ve ticarete ilgisi Sovyet Ordusuna katılmadan önce başlamıştır. İş hayatına 1992 yılında başladı. 1992 ile 1995 arasında beş ayrı şirket kurmuştu. 1995’te Boris Berezovski ile birlikte Sibneft adlı büyük bir petrol şirketinin kontrol hisselerini ele geçirdi. Bu satış işlemi sırasında yolsuzluk yapıldığı ve şirket hisselerinin aslında olması gereken piyasa değerinin altında satıldığı söylenir.

1990’lar boyunca Abramoviç iş ortağı Eugene Shvidler ile sahip oldukları Millhouse Capital adlı yatırım şirketi aracılığıyla pek çok önemli şirketin hisselerini ve yönetimini ele geçirdi. Sieft adlı petrol şirketinin Gazprom’a satışından 13 milyar dolar kazandılar ve bunu yeni yatırımlar için kullandılar. Örneğin Rusya’nın en büyük çelik şirketi Evraz Grup’un yüzde 41 hissesini aldılar.

2004 yılında İşviçreli detektifler delil yetersizliği nedeniyle bir davanın peşini bıraktıklarında 4.8 milyar dolarlık bir sahtekarlığın izini sürmekteydiler. IMF’nin Rusya’ya verdiği borcun büyükçe bir kısmının Abramoviç’in kasasına girdiğinden şüphelenilmekteydi. BD ve Rusya bu konuda bazı delilleri gizlediler. Dolayısıyla IMF fonlarıyla Abramoviç arasındaki bağlantı herhangi bir şekilde kanıtlanamadı.


Sunday Times Zenginler Listesinde İngiltere'nin en zengin adamı olduğu açıklanmıştır. Yaklaşık 23,5 milyar dolar servetin sahibi olduğu bilinmekte. Forbes tarafından 2007 Dünya'nın en zengin 16. ve Rusya'nın 1. zengini konumunda.

SİYASİ HAYATI
1999’da Abramoviç Rusya parlementosu Duma’ya seçildi. Seçim bölgesi Çukotka Otonom bölgesi, Rusya’nın uak doğusundaki fakir bir bölgeydi. Abramoviç burada ’Umut Direği’ adlı bir sosyal yardım projesi başlatarak Çukotka halkına bilhassa çocuklara büyük oranlarda yardım sağladı. 2000 yılında bu bölgenin valisi seçildi ve bu bölgede bir kolej, bir hastane, bir kreş ve oteller yaptırdı. Havaalanını yeniledi, pek çok kasaba ve şehirdeki okulları onarımdan geçirdi.

Sibneft adlı petrol şirketi için burayı bir vergi cennetine çevirerek bölge ekonomisini kalkındırmak için burada petrol aramaları başlattı. Normalde görev süresi 2005 yılında doluyordu ve bir dahaki dönem valiliğe aday olmayacağını açıklamıştı. Ancak Başkan Putin kanunları değiştirdi ve özerk bölge valilerinin seçimle değil atamayla geleceklerini ilan etti. 21 Ekim 2005 tarihinde de Abramoviç’i bölge valisi olarak atadı. Bu görevi hala devam etmektedir.


CHELSEA’Yİ SATIN ALIYOR
Abramoviç Haziran 2003’te Chelsea klübünün kontrol hisselerinin sahibi oldu. Bu klüpte karar kılmadan önce muhtemelen satın alabileceği diğer klüpler hakkında da araştırma yapmıştı. Bu anlaşmayal İngiltere’de birden popüer odu. 2008 Şubat’ına kadarki dönemde klübe 587 milyon sterlinlik yatırım yaptı.

Satın aldığı sırada büyük mali sıkıntılar yaşayan Chelsea’yi dünya çapında ticari bir markaya dönüştürmek yolunda büyük adılar atılmasına önayak olan Abramoviç, aradan geçen sürede Chelsea’nin büyük başarılara imza atmasını sağladı.

Abramoviç’in Chelsea klübüyle olan ilişkisinin Avrupa futbolcu piyasasını altüst ettiği yaygın olarak söylenmektedir. Kulübe katkısının ne olacağı üzerinde fazla düşünmeden olağanüstü yüksek rakamlarla kendi istekleri doğrultusunda transferler yapmaya kalkan Abramoviç, 2005 yılında Milan kulübüne Shevchenko’yu almak için 89.9 milyon sterlinlik rekor bir miktar teklif etmişti. Shevchenko 2006’da nihayet Chelsea’ya geldi ama sadece 30 milyon sterlin karşılığında

West Ham United oyuncusu Glen Johnson için de benzer bir ’aşırı ödeme’ söz konusuydu. 2005 yılının sonunda Chelsea 140 milyon sterlin zarardaydı. Yıllar içinde bu zarar azaltılsa da 2010 yılından önce Chelsea’nin kara geçmesi beklenmiyor.

Chelsea’nin hemen her maçını izleyen Abramoviç’in maç sırasında yaptığı heyecanlı hareketler, Chelsea taraftarlarınca ’kulübe yönelik bir sevgi gösterisi’ olarak algılanmaktadır. Maçlardan sonra futbolcuları soyunma odasına da eldiği ve bu yüzden Jose Mourinho ile arasında tartışmlar çıktığı yolundaki dedikodular basına yansıyınca 20 September 2007’de Jose Mourinho bir açıklama yaptı ve kulüp yönetimiyle vardıkları anlaşma sonucu Chelsea’den ayrıldığını bildirdi.

O zamandan bu yana İsrailli menajer Avram Grant takımın teknik patronluğunu sürdürüyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Büyük İskender'in Son Üç Arzusu

Kaplumbağa İle Tavşan'ın Hikayesi!

Patron, Yönetici ve Lider Arasındaki Fark..