Kayıtlar

Mayıs, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Feng-Shui'ye Göre Yaşam Şekli

Resim
Yatağı pencerenin önüne koymak yanlıştır. Çünkü cam kırılgandır ve güvensizlik oluşturur, Ertesi gün işinizden kovulma endişesi duyarsınız. Kendinizi güvende hissetmezsiniz. Uyumak için önce kendinizi güvende hissetmelisiniz. İmzanızda adınız ve soyadınız mutlaka olsun. Soyadınızı yazmak, atalardan gelen enerjiyi de kullanmanız için gerekiyor. İmza atarken, adınızda geçen g, y ve ğ'lerin kuyruklarını torba gibi yapın, bir süre sonra ekonomik olarak ferahladığınızı göreceksiniz. Harflerin bu kuyruklarına "para torbası" deniyor. Yatak odanıza arada sırada ateşi getirmek için bir mum yakın. Mümkünse bir kaç da çiçek olsun. Metal enerjisini kırmalısınız. Önemli biriyle kritik bir görüşme yapıyorsanız, etrafınızdaki sütun ya da üçgenlere sizin değil, onun yüzü dönük olsun. Tehdit altında kalan o olacaktır. Evlerinizde kare değil de, yumuşak hatlı koltuklar kullanın. Eğer koltuklarınızı değiştiremiyorsanız, mutlaka yumuşak yastıklar kullanın. Çünkü evinizde gevşemeniz gerekiyor

'Alın Teri' mi? 'Akıl Teri' mi?

Geçenlerde katıldığım Dünya Telekomünikasyon Günü Kutlamalarında birçok ülkenin üst düzey telekomünikasyon yetkilisi konuştu. En dikkat çekici olanı T.C. Ulaştırma Bakanı Sn. Binali Yıldırım'ın konuşmasıydı. Bakan Yıldırım, artık "Alın Teri" döneminin sona erdiği "Akıl Teri" dökenlerin piyasanın hakim gücü konumuna geldiklerini söyledi. Bakan haksız sayılmaz, eğer 1 kilo kumunuz varsa, hiç işlemeden 0.07 sente satabilirsiniz. Aynı kumu cama dönüştürürseniz ortaya bir kıymet çıkar ve fiyatı 1 dolara yükselir.. Bu kumu aklınızı kullanıp, bilgi teknolojilerinin vazgeçilmezi bir Pentium Chip'ine dönüştürmeyi becerebilirseniz fiyatı 17 bin dolara fırlar. Dünyadaki 'Akıl Teri' örneklerini istediğimiz kadar arttırabiliriz. eBay, YouTube, Amazon, Yahoo, Paypal, Twitter, FaceBook, Google, Apple ve Microsoft en bilinen örnekler. Türkiye'den ise en köklü ve geleneksel şirketlerle Bilgi Teknolojileri işiyle uğraşan şirketleri karşılaştırmadan, yılların Türk

Kristof Kolomb Yaptı, Biz de Yapabiliriz

Resim
Kardinal Mendoza bir kutlama sırasında yeni kıtanın keşfini çok önemli bir olay olarak nitelemiş ve bunu gerçekleştiren ünlü kaşif Kristof Kolomb'a övgüler yağdırmıştı. Bu O'na göre bir insanın dayanma gücü ve kararlılığının göstergesi, mücadeleden vazgeçmemesi sonucu elde edilen üstün bir başarıydı. Bu konuşmayı dinleyen asil İspanyol beyleri, duyduklarından pek rahatsız olmuşlardı. Çünkü bir Cenevizli olan Kolomb'un, böylesine bir övgüye layık görülmesi onları mutlu etmemişti. "Yeni Dünya denilen yere giden yol hiç de sanıldığı kadar zor değildi" dediler. "Dünyanın denizi apaçık karşımızda duruyor, hiçbir İspanyol denizci hedefi şaşırmazdı" diye devam ettiler. Bu sözlere çok kızan ve cevap vermek için söz alan Kristof Kolomb, "Ben kendi adıma birşeylre kazanma tutkusundan çok uzaktayım" diye başladı konuşmasına ve şöyle devam etti, "Dünyada birçok zor iş vardır. Ama birisi size onun nasıl yapıldığını gösterdikten sonra, 'aa.. Ne kada

Kopan İpin En Sağlam Yeri

Resim

Müşteri Ne İster?

İçeri girildiğinde farkedilmeyi, Güleryüzle karşılanmayı, Yakın ilgi görmeyi, Çalışanların hizmet etmeye istekli olmasını, Kendisine en hızlı ve en etkin şekilde hizmet edilmesini, Siparişlerin doğru ve tam alınmasını, Bilgimizden ve tecrübemizden yaralanmayı, Ek hizmetlerimizden haberdar olmayı, Organize ve profesyonel personel ile iş yapmayı, Verilen teslim tarihine sadık kalınmasını, Kaliteli ürünü hesaplı fiyata almayı, Tamamlanmış siparişin hoşuna gitmesini, Kendisine teşekkür edilmesini.

Sakıp Sabancı'dan 50 ÖĞÜT

Resim
1- Hedefinizi belirleyin 2- Ayran gönüllü olmayın 3- Zigzak yapmayın 4- Güçlük ile başarısızlığı birbirinden ayırın 5- Cepheyi daraltın, dar cepheden hücuma geçin 6- Geçmişe bağlanmayın, ancak ders alın 7- Ustanın yanında çırak olun, işi öğrenin 8- Tek adam olma devrini kapatın 9- Shov yapmayın 10- Başarıya ulaşanları inceleyin 11- Kendi çalışacağınız takımı kurun 12- Çekirdek kadroyu kaçırmayın 13- Başarıyı para ile mükafatlandırın 14- Adam yetiştirin ve takımınızı koruyun 15- Masada oturan yönetici olmayın 16- Takım arkadaşlarınıza saygı duyun 17- Çağdaş imkanlardan yararlanın 18- Bilgili olun, bilgi değişimini izleyin 19- En iyilerle çalışın 20- Parayı sevin 21- Ucuz adam olmayın 22- Ailenizle işinizi ayırmayı asla ihmal etmeyin 23- Kendi başınıza filizlenin 24- Yaşınızı işinize bulaştırmayın 25- Risk almaktan korkmayın 26- İşinize politika karıştırmayın 27- Devletle ticaret yapmayın 28- Başarıyı paylaşmayı bilin 29- Verginizi ödeyin 30- Topluma karşı saygılı olun 31- Adınızı temiz

Hayatımızı Değiştirecek İKİ ŞEY!

İki şey seni "vasıflı insan "yapar: 
1-İradeye hakim olmak 
2-Uyumlu olmak İki şey sana "e değer" katar: 
1-Hitabet ve diksiyon eğitimi almak 
2-Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek İki şey seni geri bırakır: 
1-Kararsızlık 
2-Cesaretsizlik İki şey seni kaşif yapar: 
1-Vasıflı çevre 
2-Birazcık delilik İki şey senin ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar: 
1-Baskın yeteneği bulmak 
2-Cidden sevdiği işi yapmak İki şey başarının sırrıdır: 
1-Ustalardan ustalığı öğrenmek 
2-Kendini güncellemek İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır: 
1-Niyetin saf (halis) olması 
2-Ruhsal farkındalık İki şey seni milyonlarca insanlardan ayırır: 
1-Problemin değil çözümün parçası olmak 
2-Hayata ve herşeye yeni (özgün,orijinal,farklı)bakış açısıyla yaklaşabilmek. İki şey gelişmeyi engeller: 
1-Aşırılık (mübalağa,abartı,ifrat,tefrit) 
2-Felaket odaklılık İki şey çözüm getirir: 
1-Tebessüm (gülümseme,sırıtma veya kahkaha değil!) 
2-Sükut (susmak) İki şey"kalitesiz insan&

Bir Yönetim Ne Zaman Çöker?

Resim
Kanuni Sultan Süleyman, en yüksek duruma getirmiş olduğu devletin akıbetini hayal eder, günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer çökmeye yüz tutar mı diye derin derin düşünmeye başlar… Bu gibi soruları çoğu zaman süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi ‘ye sorduğundan bunu da sormaya niyet eder. Güzel bir hatla yazdığı mektubu keşfine inandığı Yahya Efendiye gönderir… Sultan Sülayman mektubunda: “Sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eylede bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olurda izmihlale uğrar mı?” şeklinde mektubunu gönderir. Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahya Efendinin cevabı bir bakıma çok kısa bir bakıma içinden çıkılmaz bir hal alır: “Nemelazım be Sultanım!” Topkapı Sarayında bu cevabı hayretle okuyan Sultan, bir mana veremez.. Yahya efendi gibi bir zatın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez. Söylenmeye başlar: “Acaba bilmediğimiz bir mana mı vardır bu cevapta?” Nihayet kalkar,Yahya Efendini

10 Şey İçin Zaman Ayır

1- Çalışmak için zaman ayır. Bu başarının bedelidir. 2- Düşünmek için zaman ayır. Bu kudret ve kuvvetin kaynağıdır. 3- Eğlenmek için zaman ayır. Bu genç kalmanın sırrıdır. 4- Okumak için zaman ayır. Bu bilginin temelidir. 5- İbadet için zaman ayır. Bu yücelmenin yolu, gözlerden ve ruhtan dünyevî kirlerin ve tozların yıkanmasıdır. 6- Başkalarına yardım ve arkadaşlarınla sohbet için zaman ayır. Bu saadetin kaynağıdır. 7- Sevmek için zaman ayır. Bu hayatın kudsiyetierinden biridir. 8- Hayal için zaman ayır. Bu ruhu yıldızlara eriştirir. 9- Gülmek için zaman ayır. Bu hayatın yükünü hafifleten bir boşalıştır. 10- Plân için zaman ayır. Bu ilk dokuz şeyi yapabilmek için lüzumlu zamana sahip olmanın sırrıdır.

'Deniz Yıldızı'nın Hikayesi

Resim
Yazı yazmak için Okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı kumsalda dans eder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaşınca bu kişinin sahile vuran deniz yıldızlarını, okyanusa atan genç bir adam olduğunu farkeder. Genç adama yaklaşır: - Neden deniz yıldızlarını okyanusa atıyorsun? Genç adam cevaplar: - Birazdan güneş yükselip, sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler Yazar sorar: - Kilometrelerce sahil, binlerce deniz yıldızı var. Ne fark eder ki? Genç adam eğilir, yerden bir deniz yıldızı daha alır, okyanusa fırlatır. - O'nun için fark etti ama...

Beyninize Köpek Balığı Atın!.. Enerji Dolun, Ayakta Kalın...

Resim
Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamaktadır. Balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuştur. Dönüş bir-iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların tazeliği kaybolmaktadır. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlardır. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi. Ancak, Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hissedebiliyordu ve donmuş olan balıklara daha fazla para da ödemek istemiyorlardı. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumu yaptırdılar. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı. Ancak yine de canlı kalabiliyorlardı. Japon halkı

Çağlar ve İnsanoğlu

Resim

En Beğenilen Şirketlerin Kriterleri

10 Üzerinden Puanlamayla Hizmet ve Ürün Kalitesi.....................................9.0 Bilgi ve Teknoloji Yatırımları............................8.9 Yönetim Kalitesi..................................................8.8 Müşteri Memnuniyeti.........................................8.8 Yeni Ürün Geliştirme / Yenilikçilik.................8.8 Stratejik Pazarlama ve Satış Aktiviteleri........8.8 Finansal Durum...................................................8.7 Eğitim ve Geliştirme Programları....................8.6 Rekabette Etik Davranışları..............................8.6 Çalışanların Nitelikleri.......................................8.6 İletişim ve Halkla İlişkiler.................................8.4 Eleman Memnuniyeti..........................................8.3 Çalışana Sunduğu Haklar...................................8.3 Ücret Politikası....................................................8.1 Halka Açıklık........................................................7.8 Borsada İşlem Değ

Askeri Kurallar...

Eğer hücumun iyi gidiyorsa, pusuya düşmüşsündür. Bütün beş saniyelik el bombası fünyeleri, aslında üç saniyeliktir. Eğer düşman dışında her şey azalıyorsa savaştasın demektir. Mevziden daha ilerde isen, dost topçunun daha yakına ateş edeceğini unutma. Asla unutma ki elinde tutuğuh silah, en düşük fiyat veren firma tarafından yapılmıştır. Avcı boy çukurunu asla senden daha cesur biriyle paylaşma. Geri tepmesiz tüfekler geri teper. Kolay yol her zaman mayınlanır. Herhangi bir şeye aşırı ve çaresiz bir şekilde ihtiyacın olduğu anda hiçbir telsiz çalışmayacaktır. Profesyonellerin ne yapacağını kestirebilirsiniz, ne var ki yeryüzü amatörlerle doludur. Üstüne gelen ateşin geçiş önceliği vardır. Eğer düşman menzil içinde ise sen de öylesindir. Cephane ucuz, hayatınsa pahalıdır. Bir el bombasının tesirli yarıçapı her zaman senin sıçrayabileceğin mesafeden bir ayak boyu daha fazladır. Gerçekten kontrol altında tutabildiğin tek arazi, o an üzerinde ayakta durduğun toprak parçasıdır. İzli mermini

Apple, IPod ve IPhone'un Babası Steve Jobs'ın Hayatı

Resim
Steve Jobs, Amerikalı Joanne Carole Schieble ve Suriye asıllı Abdulfattah John Jandali'nin oğlu olarak dünyaya geldi. Biyolojik annesi evlenmemiş bir üniversite mezunuydu ve Steve’i evlatlık vermeye karar verdi. Evlatlık vereceği ailenin kesinlikle üniversite mezunu kişiler olmasını istiyordu ve bu tanıma uygun bir aile de bulmuştu. Fakat bu aile son anda istedikleri çocuğun kız olması gerektiğini söyleyince evlatlık işlemleri bu aile ile durduruldu ve sırada bekleyen başka bir aile ile başlatıldı. Steve’in öz annesi yeni ailenin anne ve babasının üniversite mezunu olmadıklarını gördüğünde Steve'i evlatlık vermekten vazgeçti ama, Steve’in üniversiteye gönderileceği sözü üzerine evlatlık verme işlemlerindeki kağıtları imzalamayı kabul etti. Steve Jobs 1972 yılında 17 yaşındayken, Cupertino, Kaliforniya'da bulunan Homestead High School'dan mezun olmuştu ve sonunda Portland, Oregon'daki Reed College'e başvurdu ve kabul edildi. Fakat ailesinin tüm birikiminin üniver

‘İş Fırsatları Otobüs Gibidir, Her Zaman Bir Diğeri Gelir!’

Resim
Bu veciz sözün sahibi, Sir Richard Branson. Virgin'in çılgın patronu... “Dünyaya yeniden gelsem, yine kendim olmak isterdim” diyen Richard 1950 doğumlu. İkinci eşi Joan, çocukları Sam (21) ve Holly’den (25) oluşan ailesine son derece düşkün. Onlarla birlikte olmak, hayatı paylaşmak onun için büyük bir motivasyon. Çünkü çocukken de böyle görmüş. Orta halli bir İngiliz ailenin üç çocuğundan biri Richard. Özellikle annesinin ona “kendi ayaklarının üzerinde durmayı” öğretmesinin onun bugünkü bu özgüvenine katkısı büyük. Kaç anne 5 yaşındaki çocuğunu eve 4-5 km kala arabadan indirip, “hadi kendin bul bakalım evin yolu” diyebilir? Evlerinde televizyon olmadan ve radyo dinlemeden büyümüş Richard. Dominant anne her zaman bir iş bulmada uzman, baba ise el becerilerinde kuvvetli. Onların bahçe barakalarında ürettikleri kumaş sandık ve kağıt kutu işlerine sürekli yardım etmek zorunda. Bu onun dayanıklılığına katkı sağladığı kadar, ekip çalışmasını da ufak yaşlarda öğrenmesine neden oluyor. ‘B

Google Beni Dinleyecek Misin?

Resim
Aaron 2003 yılında bir fikir geliştiriyor. Bunu zaman içinde olgunlaştırıyor ancak harekete geçemiyor. Ta ki gördüğü bir film ona gereken ilhamı verip, cesaretlendirene kadar. Sonra elindeki, milyon dolarlık olduğuna inandığı fikrini Google’a anlatmaya karar veriyor. Ancak Google‘da tanıdığı kimse yok. Telefon ve email ile de bir yere varamayacağının farkında. Tek bildiği Google Merkez Ofisi’nin San Francisco yakınlarındaki Mountain View’daki adresi. Kaybedecek hiçbir şeyim yok, ben bu fikrin çok iş yapacağına inanıyorum diyor bir gün. Yeter ki beni dinlesinler… İşinin ne kadar zor olduğunun o da farkında. Yüzlerce, belki binlerce kişi her gün Google’a “yeni bir iş fikri” ile başvuruyor. Google’da bu teklifleri internet üzerinden bir form ile alıyor ancak siz formu doldurup gönder’e bastıktan sonra otomatik bir mesaj ile size teşekkür edildiği halde, teklifinize cevap verileceği ile ilgili en ufak bir ayrıntıya yer verilmiyor. Ve Aaron, daha önceki doldurduğu formlardan bir cevap gelme

Facebook’un hikayesi!

Resim
2004 Şubat’ında Mark Zuckerberg Harvard College’da okurken, iki arkadaşı ile birlikte yurt odasından kuruyor Facebook’u. Her ne kadar tipik bir Amerikan ‘nerd’ü görünümünde ise de Harvard’dan ikinci senesinde ayrılıyor. İlk projesi ‘Coursematch.’ Okulda aynı dersleri alan öğrencilerin listelendiği bir site. Sonra Facemash.com; ‘Hot or Not‘ benzeri bir site. Ancak bunun için hacker’lık yapıyor. Öğrenci resimlerini (öğrencilerden izinsiz) alabilmek için Harvard’ın bilgisayar sistemine bir şekilde giriyor ve bu resimlerden siteyi kuruyor. Kısa süre sonra durumu fark eden okul yönetimi onun internet bağlantısını kesiyor, disipline havale ediyor. Veee Facebook. Önceleri sadece kendi okulu içinde öğrenciler arasında bir ağ iken, sonrasında Amerika’daki diğer üniversiteleri de içine katınca başlıyor büyümeye. Derken liseler ve Eylül 2006′da da E-mail’i olan herkes bir profil sahibi olabiliyor. Bugün itibariyle Palo Alto California ve New York ofislerinde 300′den fazla çalışanı, 50 milyondan