‘İş Fırsatları Otobüs Gibidir, Her Zaman Bir Diğeri Gelir!’

Bu veciz sözün sahibi, Sir Richard Branson. Virgin'in çılgın patronu...

“Dünyaya yeniden gelsem, yine kendim olmak isterdim” diyen Richard 1950 doğumlu. İkinci eşi Joan, çocukları Sam (21) ve Holly’den (25) oluşan ailesine son derece düşkün. Onlarla birlikte olmak, hayatı paylaşmak onun için büyük bir motivasyon.

Çünkü çocukken de böyle görmüş. Orta halli bir İngiliz ailenin üç çocuğundan biri Richard.

Özellikle annesinin ona “kendi ayaklarının üzerinde durmayı” öğretmesinin onun bugünkü bu özgüvenine katkısı büyük. Kaç anne 5 yaşındaki çocuğunu eve 4-5 km kala arabadan indirip, “hadi kendin bul bakalım evin yolu” diyebilir?

Evlerinde televizyon olmadan ve radyo dinlemeden büyümüş Richard. Dominant anne her zaman bir iş bulmada uzman, baba ise el becerilerinde kuvvetli. Onların bahçe barakalarında ürettikleri kumaş sandık ve kağıt kutu işlerine sürekli yardım etmek zorunda.

Bu onun dayanıklılığına katkı sağladığı kadar, ekip çalışmasını da ufak yaşlarda öğrenmesine neden oluyor. ‘Bencillik’ daha o yaşlarda çıkmak zorunda kalmış sözlükten.

Dokuz yaşındayken ‘ilk işi’ni hayata geçiriyor. On sekiz yaşına geldiğinde satıp para kazanma hayali ile evlerinin bahçesine bin adet noel ağacı fidanı dikiyor. Tavşanların fidanları yemesiyle ilk iş girişimi başarız oluyor!

Disleksi‘nin ne olduğu dahi bilinmeyen yıllarda okuma yazma zorluğu yaşarsanız, sınıfta aptal muamelesi görüp dalga geçilirsiniz. Hele bir de gözlüğünüz varsa!
Ancak Richard bunu avantaja çevirmiş, “madem standart okul eğitiminde başarılı olamıyorum, o zaman nede başarılı olurum” sorgulaması yapmaya çok erken yaşlarda başlamış. Ve bu arayış ona 16 yaşında liseyi terk edip ‘Student’ adını verdiği okul dergisi çıkarmasını sağlamış.


“Eğer okulda olmayacaksa, dergi sayesinde yapacağım araştırmalar ve söyleşiler bana hayatı öğretecekti” diyor ve gerçekten de öyle olmuş.

Richard Branson'un tek hayali ölmeden önce bir gün “Virgin‘in, dünyada en büyük değil ama ‘en çok saygı duyulan’ markası olduğunu görmek”

“Biz ilk günden beri hayal ediyor ve hayallerimizi gerçekleştirmek için çalışıyoruz” diyen, son 35 yılın bu en vizyoner girişimcisinin adı; Richard Branson. Time dergisine göre 2007 yılında dünyamızı şekillendiren, en etkili 100 kişisinden biri.

Çünkü bazıları “neden” derken o, “neden olmasın” diyenlerden.


İş fikirlerini hayata geçirme yöntemi birçok kişiden farklı. Çünkü onun hiçbir girişiminde birinci öncelik “daha çok para kazanmak” olmamış.

- Dünyayı değiştirebileceğine olan inancı,
- ‘Hayatı dolu yaşama’ isteği ve
- Kendi yaşamında dönem dönem karşılaştığı kötü muamelelerden sonra “ben bundan daha iyisini yapabilirim” düşüncesi hep paradan önce gelmiş.
Yaptığı ilk işlerden başlayarak sürekli görüyoruz Richard’da bu felsefeyi.

Gençlerin de düşünceleri vardı ve “biz düşüncelerimizle dünyayı değiştirebileceğimize inanıyorduk” diyerek 18 yaşında çıkarttığı ‘Student,’ içinde sadece gençlerin gençler için çalıştığı, inandıkları görüşleri aynı samimiyetle kağıda dökebildikleri ve her sayısını elli bin kişinin okuduğu bir yayın oluyordu.

Ve tabii ki derginin ilk sayısını çıkarabilmek ve sonrasında devamı için verdiği uğraş Richard’a erken yaşlarında çok şey öğretiyor.

Bunların arasında ticaret nasıl yapılır ve reklam almak için insanlar nasıl ikna edilir belki en başta geliyor.
Ancak, organizasyon konusunda yeteneklerini geliştirmek zorunda kalması ve işlerin yolunda gitmesi için, farklı konularda ondan daha iyi olan insanları bulup koordineli olarak nasıl çalışacaklarını öğrenmesi ise, ona geleceğin büyük girişimcisi olmanın anahtarını sağlıyor.

Dergi gençlik dergisi, o da gençlerin ilgi duyduğu konuları inceliyor. Gençlerin en çok ilgilendiği konuların başında ise müzik geliyor. Ve parası az gençlerin. O da kaset ve plakları ‘piyasa fiyatının altında eve teslim’ projesini hayata geçirmeye karar veriyor.

Yaş 20. Virgin Mail Order Company kuruluyor.

1971 yılında ise Oxford caddesinde ayakkabı satan bir dükkanın içinde ilk müzik dükkanını açıyor. Mal sahibini “benim sayemde daha çok ayakkabı satacaksın” diyerek ikna ediyor!


Burada gelenlere kahve ikram ediyor, sohbet için sıcak bir ortam sunuyor. Mağaza kısa sürede gençlerin buluşma noktası oluyor. Hem postayla, hem de dükkanlarında satış yaparak büyümeye başlıyor Richard Branson.

Çok beğendiği 15 yaşındaki müzisyen arkadaşı Mike Oldfield'ın şarkılarına albüm yaptırmayı hiçbir yapımcıya kabul ettiremeyince, “o zaman ben yaparım” diyerek de Virgin Records‘u kuruyor.
Müzik işi yaparken çok seyahat ediyor ve görüyor ki, yolculardan iyi para almalarına rağmen hem çalışanlarını, hem de yolcularını memnun edemeyen havayolu şirketleri sektörde iş yapıyor. Hem de iyi iş. Ancak yemekler kötü, kimse gülmüyor, servis kötü, eğlence yok…

Yolcuların ve çalışanların yüzünün güldüğü bir havayolu taşımacılığı hayali onu havayolu işine sokuyor.
Branson, "2.000 dolara bir charter kiraladım. Bu parayı oradaki kişi sayısına böldüm. Adam başı 39 dolar. Bir siyah tahta alıp üzerine şunları yazdım:”

Daha önce hiç uçak kiralamamış olan Richard Branson bu sayede eve döndüklerinde Boeing’i arayarak ikinci el bir 747 satın almak istediğini söylüyor. Telefonda uzun bir sessizlik yaşanıyor! Ve Boeing başlarda Richard’a, uçak satmaya pek gönüllü olmasa da sonunda ikna oluyor.

British Airways onların başarısız olması için elinden geleni yapsa da, 1984 yılında Virgin Atlantic ile ilk Londra - New York seferi gerçek olmuş. Bu ilk uçuşta uçak havadayken motoru arızalanmış. Sigortası da olmayınca birkaç milyon doları daha başlamadan kaybetmiş.

Muhafazakar British Airways ile mücadelesinde havayolu işini kaybetmemek için ihtiyacı olan finansal desteği, 1992 yılında Virgin Records’ı 1 milyar dolara EMI’a satarak buluyor. Bu satış işleminin olduğu gün, onun hayatının da en üzüntülü günü oluyor.

Başlarda New York Times bile “Virgin ile kim uçar” diye yazsa da, Virgin Havayolları bugün ABD ile Avrupa arasında en fazla yolcu taşıyan uçak şirketi konumunda.


“Bizi havayolu sektörüne geçerken çok uyardılar, farklı sektörlere geçmenin çok riskli olacağını söylediler ama bence iş hayatında başarılı olmak için sürekli evrim geçirmelisiniz, sadece bir iş kolunda kalmamalısınız, biz de Virgin olarak bunu yaptık ve büyüdük” diyen Richard Branson‘un bugün yıllık toplam ciroları 20 milyar doları aşan, çoğu küçük 350 markası var.

Müzikten prezarvatife, trenden gelinliğe, cep telefonundan kolaya, balonla yolculuktan SPA’ya, uçaktan kitaba, şaraptan limuzine, bisiklet kiralamadan uzaya seyahatine kadar Virgin markasını görmek mümkün.

Bu markaları yöneten şirketlerin hepsini ortak özellikleri ise;

- kendi sektörlerinde çok büyük olmamaları,
- aç olmaları,
- tepe yöneticilerinin aynı zamanda şirkete ortak olmaları,
- küresel hareket etmeleri ve
- ‘hayatın içinden’ markalar çıkarmaları.

Richard'ın insanları en çok heyecanlandıran işi ise iki yıla kadar uzaya turistik amaçlı yolcu götüreceği Virgin Galactic.

“Bu dünyada yaşayan herkes uzaya gitmek ister. NASA ve devlet kuruluşları bireylerin bu tür hayallerini gerçekleştirmek için kafa yormazlar. Biz de bunu düşünerek, insanları uzaya götürmeye karar verdik” diyor.

Richard Branson, Virgin dışında en çok sevdiği marka Apple. “İnsanlar artık müziği internetten indiriyorlar. Apple’ı takdir ediyorum ama keşke iPod‘u biz bulsaydık” diyor.
Richard diyor ki" Şirket çalışanlardan ibarettir. Çalışanlarının mutluluğunu sağlayamayan bir işin başarılı olması mümkün değildir. Ekibinizi övün, çok fazla eleştirmeyin. Her sabah tutkuyla işe gelmelerini sağlayın"

Richard çalışanların işyerlerini kendi şirketi gibi görmelerini sağlamak için yeni bir işe imza atarken oluşturduğu ekibe hisse payı veriyor. Böylece onların sadece Branson’un değil, aynı zamanda ‘kendi şirketlerini’ ayakta tutmalarını sağlıyor. “İnsanlara hürriyet tanıyın ki rahat çalışsınlar” diyor.

Kimseden miras kalmadan ve finansal destek görmeden, sadece kazandıklarını yeniden kendi işlerine yatırım yaparak büyümüş ve hayatı boyunca hiçbir zaman başkasının yanında çalışmamış.
Sadece telefonuna çıkmayan birisini ararken ’Sir’ unvanını kullandığını söylecek kadar mütevazı ve içten biri Richard. Ancak işini yaparken çok eğleniyor. Önce teknesiyle sonra da balonuyla birçok kez dünya turu denemesi yapacak, rekorlar kıracak, Virgin’in tanıtımı ve adrenalin için her türlü çılgınlığı yapacak kadar deli!

Bilgisayar kullanmıyor, notlarını ufak bir deftere alıyor, mail’lerini asistanı ile okuyup cevaplıyor, anahtar taşımıyor, taksiye biniyor, şöför kullanmıyor, gittiği yerlerde onu birisinin bekliyor olmasını istemiyor, yanında para taşımıyor.

“İş fırsatları otobüs gibidir, her zaman bir diğeri gelir” diyen, gece uykuda gördükleriyle yetinmeyip gündüzleri de rüya görebilen bu adam, tutucu kafalara, orta sınıftan insanların da hayallerinin peşinden gidip başarı öyküleri yazılabileceğini gösteriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Büyük İskender'in Son Üç Arzusu

Kaplumbağa İle Tavşan'ın Hikayesi!

Patron, Yönetici ve Lider Arasındaki Fark..